
Dinler ve Evrensel ÖÄŸütleri
HİNDUİZM ve BUDİZM
Hinduizm, daha çok Hindistan’da yaygın olan bir dindir. Hinduizmin bilinen bir kurucusu yoktur. MÖ 1500 yıllarından itibaren ortaya çıkmıştır.
Hinduizmin en belirgin yönü toplumu kastlara ayırmasıdır. Kast, “aynı iÅŸle meÅŸgul olan, görev ve gelenekleriyle birbirine sımsıkı baÄŸlanan insanların meydana getirdiÄŸi birlik” anlamına gelir. Kast sistemi, insanları sınıflara ayırır ve ÅŸu dört ana unsurdan oluÅŸur:
-
Rahipler ve Bilginler (Brahmanlar)
-
Prensler ve Askerler (KÅŸatriyalar)
-
Esnaf ve Çiftçiler (Vaisyalar)
-
İşçiler ve Köleler (Sudralar)
-
Ayrıca kast sis temine dâhil edilmeyen,
-
kast dışı kabul edilen paryalar(toplum dışı sayılanlar) vardır.
Hinduizmin temelinde Brahma (Mutlak Varlık) inancı olmakla birlikte birden çok tanrının varlığına inanılmaktadır. Brahma, ViÅŸnu ve Åživa en önemli tanrılardır. Brahma yaratıcı, Åživa yok edici, ViÅŸnu koruyucu tanrıdır. Hinduizmin kutsal kitapları Vedalar’dır.

Hinduizmde ibadet bireysel olup belli bir ÅŸekli yoktur. Hindular ibadetlerini tapınaklarda (Mandir) yapabildikleri gibi baÅŸka yerlerde de yerine getirebilirler. Ganj Nehri’nde yıkanmak Hinduizmde ibadet sayılır. Günlük ibadete sabah ÅŸafaktan önce baÅŸlanır, doÄŸuya doÄŸru dönülerek oturulur. Hinduizmde “karma” denilen neden-sonuç yasası vardır. Buna göre insan geçmiÅŸte yaptıklarının karşılığını baÅŸka bir bedende tekrar dünyaya gelerek görecektir. Hindu inancına göre ruh ölümsüz olup onun bir bedenden bir baÅŸka bedene geçerek sürekli yaÅŸadığına inanılır. Bu inanca reenkarnasyon veya tenasüh (ruh göçü) adı verilir. Reenkarnasyon inancına göre ölen kiÅŸi, yaptığı iÅŸlerin iyi ya da kötü olmasına göre insan, hayvan veya bitki biçiminde yeniden dünyaya gelir. Hindular ruhun ölümsüzlüÄŸüne inandıkları için ölülerini gömmezler. Cesetlerini yakarak küllerini kutsal kabul ettikleri Ganj Nehri’ne atarlar. Hinduizmde ineklerin önemli bir yeri vardır. Dokunulmaz ve kutsal kabul edilirler. Etlerinin yenilmesi de yasaktır.

Budizm MÖ 6. yüzyılda Hindistan’da Buda tarafından kurulmuÅŸ ve daha sonra yaygınlaÅŸmış olan bir dindir. Hindistan’da ortaya çıkmasına raÄŸmen mensupları, daha çok bu ülke dışında bulunmaktadır. Budizmin kurucusu olan Buda, MÖ 563-483 yılları arasında yaÅŸamış bilge bir kiÅŸidir. Asıl adı Sidharta olan Buda, aydınlanmış anlamına gelir. Buda, yaÅŸadığı süre içinde insanlara ahlaklı olmayı öÄŸütlemiÅŸ, putlara tapmayı yasaklamıştır. Kendisinden sonraki dönemlerde düÅŸünceleri sistemleÅŸtirilerek heykelleri yapılmış ve bir put hâline getirilip tapınılmaya baÅŸlanmıştır. Budizmde inancın temelini, “Buda’ya sığınırım, Dhamma’ya sığınırım ve Sangha’ya sığınırım.” ifadesi oluÅŸturur. Bu ifadeyi
söylemeyen kiÅŸi Budist sayılmaz. Budizmde tanrının varlığı veya yokluÄŸu ile ilgili bir ifade kullanılmaz. Ancak bazı Budistler Buda’yı tanrı konumunda görürler.

Buda, öÄŸretilerini insanlara vaazlarıyla sözlü bir ÅŸekilde iletmiÅŸtir. Kendinden sonra kutsal bir kitap bırakmamıştır. Ancak Buda’nın sözleri daha sonra yazılmıştır. Bu ÅŸekilde oluÅŸan Budizmin kutsal metinlerine, “üç sepet” anlamına gelen “Tripitaka” adı verilmiÅŸtir. Budizmde belirli bir ibadet ve dua ÅŸekli yoktur. Budistler tapınakları Pagoda’ya giderek Buda’nın heykeline saygı gösterirler. Bunun yanında evlerinde bir köÅŸede bulundurdukları Buda heykeline de saygıda bulunarak ibadet ederler. Ayrıca kutsal metinlerin okunması, meditasyon ve belli zamanlarda oruç tutmak da ibadet kabul edilir. Budizmde, Hinduizmde olduÄŸu gibi ruhun bir baÅŸka bedende yeniden dünyaya gelmesi anlayışı vardır. Ölüler reenkarnasyon inancı gereÄŸi genelde yakılmaktadır. Budizmde en önemli inanışlardan biri nirvana anlayışıdır. Nirvana, insanın bütün istek ve hırslarının yok olduÄŸu, ıstırapların bittiÄŸi, saf, temiz bir duruma kavuÅŸmaktır. Buda, mutlu olabilmek için nirvanaya ulaÅŸmak gerektiÄŸini belirtir.